Paylaşmak kolay!
İkinci Nesilden Mektup
Hasan Baltalar
5 Haziran 2010 Cumartesi
9149 Görüntülenme
2 Yorum

Üniversitelerdeki seminerlerimin birinden sonra, beni dikkatle izleyen bir öğrenci ile kendisinin tanışma isteği üzerine bir araya geldik. Bir aile şirketi sahibinin oğluydu. Babası çok çalışkan bir adamdı ve altmışlı yıllarda fedakârlıklarla kurduğu işini bugünlere kadar getirmeyi başarmıştı. Büyüyen çocuklarından bazıları işin içine karışmıştı. Sonuncusunu da üniversitede okutuyordu.

Genç arkadaşım bana, seminerimden sonra kurumsallaşma konusuna çok ilgi duyduğunu, anlattıklarımın kendi işletmelerinde de yaşandığını; eğitim almak, aile şirketlerinin büyümesi ve gelişmesine katkıda bulunmak istediğini söyleyerek, nasıl bir yol takip etmesi gerektiğini sordu. Kendisiyle güzel bir sohbet yaptık. Dikkatle dinledi, sorular sordu ve not aldı. Daha sonra konuyu ailesine nasıl açacağına dair bir plan yapıp bunu bana aktardı.

Bu akıllı öğrenciden bir müddet ses çıkmadı. Bir hafta önce ise kendisinden bir elektronik mektup aldım. Mektupta anlattıkları, günümüzde birçok aile şirketinin durumunu, kurumsallaşmaya bakışını ve yetişen yeni neslin o çok takdir ettiğim heyecan ve hevesini anlatıyor. Bu nedenle, aynı konumdaki kişilerin bakış açısına katkıda bulunacağını düşündüğüm mektubunu (kendisinin iznini alarak) yayınlamaya karar verdim.

Mektubu, tanımlayıcı ifadeleri içinden çıkararak aşağıya alıntılıyorum:

Merhabalar Hasan Bey,

Öncelikle haberleşmemizin bu kadar uzun bir süreye yayılmasından dolayı affınıza sığınıyorum. Hem kendi derslerimden, hem de ailem üzerinde yürüttüğüm ikna mekanizmasının geç gelişmesinden dolayı iletişimimizde kopukluk oldu.

Kurumsallaşma çabalarımızla ilgili gelinen noktayı açıklamam gerekirse; her ne kadar sağlam olduğunu düşündüğüm bir alt yapı çalışmasıyla yanlarına gitmiş olsam da, işlerimizin yoğunluğu ve yeni yatırım planları nedeniyle sürecin askıya alındığını söyleyebilirim.

Geçen uzun zamandan sonra konuyu tekrar gündeme aldım. Çabalarımın sonuç vermesi için önümde beliren bir kaç önemli engel olduğunu fark ettim. Kendimce bunları açıklamam gerekirse birinci aksaklığımız, yapılması ön görülen projenin devam gücünü sağlayabilecek kalibrede elemanımızın şu an olmaması. Yani aldığım geri dönüşlere istinaden şunu söyleyebilirim ki, öncelikle benim üniversiteden mezun olup işlere alışmam ve bunun üstüne yenilikler eklemem umuluyor. Diğer bir deyişle “profesyonel düşüncenin şirkete ilk girişi ancak ve ancak benim tam kapasiteyle ve endüstri mühendisi sıfatı altında çalışmamla başlayabilir” izlenimine kapıldım. Çünkü size önceden de bahsettiğim gibi, şirketimizin en güçlü kozları olan ağabeylerimin eğitim durumu, düşünce yapısı ve görevlerinin çokluğu nedeniyle kurumsallaşma çabalarımız sekteye uğrayacaktır.

Aileme yaptığım iki buçuk saatlik sunumda kurumsallaşmanın, şirketin büyüyerek devamı için “zorunlu” olduğu gerçeğini benimsettim. Fakat yukarıda da bahsettiğim gibi yeterli kalitede elemanımızın olmaması ve projenin devamlılığının bu yüzden sağlanamayacak olması nedeniyle pozitif bakış açısı sağlayamadım. Aile dışından gelecek yardımlara da, düşünülen yatırımlar ve atılımlar nedeniyle oluşan ekonomik kısıtlamalardan dolayı sıcak bakılmıyor.

Bazı gerçekleri kabul etmek gerekirse, ilk denememde umduğum sonuca ulaşamamış bulunuyorum. En azından küçük de olsa “sistem” oluşturmaya yönelik bazı alt yapı çalışmalarının olabileceği kanısındaydım. Fakat yine vurguluyorum ki, uygun eleman yetersizliğinden dolayı emelime ulaşamamış bulunuyorum.

Yine de bu olumsuz duruma rağmen amacımdan hiç sapmadım. Aksine “Bu sürece nasıl başlanabilir?” sorusuna yanıt bulmak için okumaya ve araştırmaya devam ettim. Kurumsallaşmanın, belki de şirketimiz açısından yapılacak en büyük inovasyon olması nedeniyle öncelikle bu konuya eğildim. Yeni buluşlar ve uygulamaları, bütçe hesaplaması, finans gibi konularda kitaplar okudum ve kazanımlarımla bir sonraki denememde daha ikna edici somut bilgiler ortaya koyabileceğimi düşünüyorum.

Ayrıca şunu da eklemeliyim ki kazandığım ilk başarı, bir internet sitesi projesi oldu. Yönetimi, uygulaması ve takibi tamamıyla bana ait. Şirkette gerçek olarak üstlendiğim ilk çalışma olarak nitelendirebilirim bunu ☺ Web sitesi çalışmalarının, daha sistemli bir çalışmaya geçişe vesile olabileceği kanısındayım. Çünkü tasarım sırasında şirketimizin eksiklikleri ve işlerin karışıklıkları daha net bir şekilde ortaya dökülebilecek. Buna ek olarak, Haziran ayının sonunda Almanya’da, Avrupa’nın kendi sektörümüzdeki en büyük fuarlarından birine katılacağız. Orada yıllardır çalıştığımız ve benim de iyi bir iletişimimin olduğu yöneticilerle konuşma imkânım olacak. Belki yararlı olacak bir ipucu yakalayabilirim. Zaten Almanya dönüşünden itibaren, Ağustos ayının sonuna kadar işin içinde olacağım.

Yaz döneminde ise kendimce belirlediğim ve kurumsallaşma sürecine alt yapı oluşturabilecek bir kaç çalışmada bulunmak istiyorum. Bu konudaki düşünceleriniz benim için en büyük aydınlatıcı etken olduğundan, yorum ve önerilerinizi bekliyorum. Öncelikli amacım, bilgisayarların şirket içinde ağ oluşturmasını ve daha etkin kullanılmasını sağlamak. Tabi ki ERP uygulaması gibi büyük bir boyutta değil, ama bilgisayar ağlarının işleri ne kadar kolaylaştırıp düzenlediğinin gözler önüne serilmesi lazım. Diğer bir önemli nokta da, kişilerin görevlerinin belirlenmesi ve kimin neyi üstlenip yerine getireceğinin anlaşılmasına yardımcı olmak. Bu tabi ki büyük patronun onayından geçecek bir şey ama konuşmalarımızda edindiğim izlenimlerden, kendisinin de herkesin her şeyi yapma çabasından muzdarip olduğunu görüyorum.

Mektubum biraz uzun oldu ama umuyorum ki mevcut durumu gereği gibi anlatabilmişimdir. Bundan sonraki aşamalar için, düşüncelerime yorumlarınızı dört gözle bekliyorum.

İşlerinizde başarılar, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.

Saygılarımla

Size, genç öğrenci arkadaşımın mektubunu aktardım.

Tanışma toplantısında kendisine, şirkette yapılabilecek operasyonlar konusunda hiç bir şey söylemedim. Sadece kurumsallaşma sürecine ailesini nasıl ikna edebileceğine dair ipuçları verdim. Mektupta anlattığı düşünceleri ve projeleri tamamen kendi ürünüdür. Henüz iş hayatına atılmamış ve tecrübe kazanmamış bir öğrenci olarak düşündükleri, beni zekâsına hayran bıraktı. İyi izliyor, analiz ediyor ve çözüm geliştiriyor. Gördüğü direnç ise aile şirketlerinin psikolojisi açısından bakıldığında normal sayılabilir. Kurumsallaşmanın ne olduğu kendisine iyi anlatılmamış birçok aile şirketi, başlangıçta direnç gösteriyor. Mektubuna cevabımda “işlerin yolunda gittiğini”, endişelenmemesini ve zamanla istediklerini muhakkak gerçekleştirebileceğini ilettim.

Benzeri durumda olan çok sayıda genç aile şirketi mensubunun bulunduğunu iyi biliyorum. Esasen aile şirketlerinin kurumsallaşmasında onların, olumsuz tecrübeler nedeniyle demotive olmamış, yorulmamış, enerjik ve hevesli bakış açılarına ihtiyacımız var.

İsmini vermediğim arkadaşımı sizlerin huzurunda kutluyor; gelecekte kendisini, devraldığı aile şirketini büyütmüş, kurumsallaştırmış ve yönetiyor olarak göreceğimize olan inancımı ifade etmek istiyorum.


Lütfen sitenin kullanım politikasına uyun ve kaynak göstermeksizin alıntı yapmayın.
 Paylaşmak kolay!
 
 

Yorumlar

Emine Balkır
Konuk
Comment
Teşekkür
Yorum 2 (08 Ekim 2010 08:31)
Verdiğiniz bilgileri özümseyip, çalıştığım aile şirketine uyarlamaya çalışıyorum. Biraz zor bir durumdayım ama başarabileceğime inanıyorum. Teşekkür ederim, içten ve bilgilendirici yazınız için. Sağlıcakla kalın.
Ferhat İntepe
Konuk
Comment
Benzer bir durum…
Yorum 1 (16 Haziran 2010 07:01)
Benim şu anda bulunduğum karar verme aşaması, düşünsel süreç, aileye sunum yapma, operasyonel ve pazarlamayla ilgili başlangıç hazırlıkları, bilgisayar sistemi değişikliği, iletişim, web sayfası projesi ve şu anda aklıma gelmeyen bir çok unsurun oluşturduğu süreç, arkadaşımızın durumuyla neredeyse bire bir örtüşüyor sanki…

Farklı olarak, ben dört yıldır bir bankada çalışıyorum. Şu anda geniş bir açıdan baktığımda zaman kaybı, deneyim, avantaj, dezavantaj, tam zamanı, bilgi birikimi, özel sektör deneyimi gibi çeşitli ve yoğun duygu ve düşünceler içindeyim. Ancak, bütün bu karmaşıklığı etkin ve etkili bir şekilde yönetebilecek gücü de kendimde görüyorum. Bu özgüvenin bende oluşmasında, eşimin yüksek lisans ve doktora programlarının payı çok büyük. Ayrıca bankacılık sektörü sayesinde kurumsallaşma ve marka yönetimi konularını bire bir yaşama ve inceleme fırsatı buldum.

Konuşulacak, anlatılacak ve paylaşılacak çok şey var. Herkese kurumsallaşma sürecinde başarılar diliyorum.

Yorumunuzla katkıda bulunun

  • Bilgi girilmesi zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.
  • E-Posta adresiniz yayınlanmayacak ve aramızda kalacaktır.
  • Yorumunuz içinde, lütfen bağlantı (link) kullanmayınız.